4 Temmuz 2008 Cuma

Celldweller - Celldweller (2003)


Celldweller daha önce de iturocks.org sitesinde kritiğini yaptığım Circle of Dust projesinin beyni Scott Albert'ın ( daha iyi bilinen sahne ismiyle Klayton ) en yeni projesidir. Klayton kafasındaki ideal müziğin çıtasını Circle of Dust (COD) ile başlayarak çok ileri bir seviyeye Celldweller ile yükseltmiş.

Celldweller projesi de sadece Klayton abimizden oluşuyor. Böylece tüm enstrümanlar, programlamalar ve müzik yazımı, vokaller ve söz yazımı Klayton'a ait. Böyle olunca Klayton tüm istediklerini özgürce yapmış ve müzik dehasının nimetlerinden yararlanmamızı mümkün kılmış.

Celldweller'ın müziği için COD gibi endüstriyel metal, endüstriyel rock denilebilir. Ama COD den farklı olarak deneysellik had safhada. Ayrıca parçalar belirgin bir şekilde daha uzun. Bu endüstriyel metal fanlarının alışkın olduğu kısa süreli parçalardan çok farklı. Bazı dinleyiciler için bu sıkıntı verici bir durum. Ama benim gibi çok yönlülüğe ve deneyselliğe açık fikirli insanlar içinse bulunmaz hint kumaşı niteliğinde. Bu bashettiğim çok yönlülük trans, dans, tekno, drum'n'bass tan electronic müziğe oradan da rock, metal ve death metal kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

Albüm Switchback şarkısı ile başlıyor. Güçlü girilen gitarlar ile turn table numaraları ile başlayan parça değişik vokal denemelerini de kapsıyor. Klayton duygusal ve agresif hatta death metal vokallerini bu parçada denemiş. Dijital efektler ve sentezleyiciler cuk diye oturmuş. Parçanın ortasındaki yavaşlama ve dinleyiciyi kendini belli eden patlamaya hazırlama kısmı çok iyi. Dans etmeye buradan itibaren başlayabilirsiniz. Rap vokallerle hızlanan müzik parçanın sonunda ise patlıyor. Şarkının bir de klibi var. Görsel öğelere çok fazla önem verilmiş. Klayton'ın gay bir şekilde badi giyerek söylediği şarkı karanlık sayılabilecek atmosferiyle izlenebilecek nitelikte. Albümün çıkış şarkısının Switchback seçilmesi mantıklı.

Ardından giren Stay With Me (Unlikely) hız kesmeden elektronik öğelerle devam ediyor. Klayton albümde bu şarkıda da olduğu gibi kulağa fısıldama şeklindeki vokalleri çok kullanmış. Genel anlamda etkili bir yöntem olmuş. Çünkü vokal kısmındaki arka plandan gelen yazılmış sample'lar ve klavyeler iç gıdıklayıcı şekilde. Verse kısımlardaki elektronik müziği çözemedim. Çok karambol. Ama Klayton çok duygulu söylüyor. Hatta biraz abartmış bile denilebilir.

Üçüncü sıradaki The Last Firstborn ise albümdeki favori parçam. Şu ana kadarki dinlediğim en iyi Endüstriyel şarkı. 8 dakikaya yakın bu parçada herşey var. Dans ritmleri mükemmel. Death metal ve fısıldama vokal denemeleri ve trans ritmleriyle desteklenmiş elektronik geçişler yeme de yanında yat derecesinde. Gitar soundunu da çok tuttum bu albümde. Distorsiyonlar çok gaza getirici. Parçanın dördüncü dakikasından sonraki gelen drum'n'bass kısmı dahiyane. Klayton ilginç bir şekilde iyi bir çığlık vokale sahip. Sesini iyi terbiye etmiş. Acayip bir parça. Bu tarz müziği sevenler için dinlemesi kesinlikle farz.

Under my feet ballad bir parça. Akustik gitarla başlayan parça, sırtını vokale vermiş. Modern rock müzikle flört eden bir şarkı. Elektronik numaralar tabii ki var. Şarkı sözleri de hiç fena değil. Ardından giren I Believe You klasik bir endüstriyel rock şarkısı. Albümün ortalamasına göre kısa süresiyle, dur kalklarıyla Stone Sour grubundakine benzer distorsiyon patlamalarıyla güzel bir parça.

Frozen şarkısının ön plana çıkan tarafı basları. Müthiş bir groove baslara sahip parça gücünü klavyelerinden alıyor. Gitarlar daha çok slide gitar gibi efekt bazında kullanılmış. Yavaş sayılabilecek atmosferik trans ritmleri dört dörtlük. Frozen benim için özel bir parça. Bana çok yakın bir kişinin favori parçası ve sözleriyle beni derinden etkileyen bir parça.
Inside this fantasy
It seems so real to me
Synthetic ecstasy, when her legs are open
True Love behind a wall
Where men and angels fall
A fading memory, when my mind is frozen

Bir sonraki Symbiont Sentezleyiciler ve kirli gitarlarıyla, turn table etkisiyle başlıyor. Klayton burada daha farklı bir deneyde bulunmuş. Tonlar çok dijital. Vokaller de bundan nasibini almış. Yavaş sayılabilecek bir parça. Aralara doldurulan elektronik minik melodiler kulaklara kurşun gibi giriyor. Değişik bir etkisi var. Parçanın klavye solosu da sos niteliğinde.

Melankolik Afraid This Time'da akustik gitara ve piyano melodilerine rastlamak mümkün. Klayton albüm genelinde öyle bir müzik yazmış ki. Şarkıların her saniyesinde her yerinde bir elektronik örnekleme mevcut. Böyle puzzle niteliğinde küçük süprizler var. Onları dinlerken bulmak ve hissetmek çok keyif verici. Şarkının ikinci kısmı yoğun distorsiyon etkisinde devam edip nakarat ile bitiyor.

Fadeaway bir başka ilginç parça. Vokal partisyonları farklı yazılmış. Bir mısra söylendiğinde daha uzun başka bir mısra fısıltılar şeklinde söyleniyor. Albüm genelindeki bir numara da melodi geçişlerinin elektronik ve dans ritmleriyle olması. İlginç olan ise her şarkının geçiş melodilerinin farklı olması. Tamam elektronik ve dans ritmleri ama çok farklı yazılmışlar. Bu şarkıda olduğu gibi bazı şarkılarda, parça içindeki geçişler bile birbirinden farklı. Bir dinlediğinizi bir daha dinlemiyorsunuz.

So Sorry to Say bir başka duygusal parça. Zaten genel olarak albüm duygusal parçalardan oluşuyor. Duru ve efektsiz vokalleriyle başarılı bir çalışma. Klayton keman ve piyano melodilerini gitarların arasına iyi yedirmiş. Klayton bazı şarkılarda fazla mısralı şarkı sözleri yazmayı gerek görmemiş. Bu durumda uzun süreli şarkılardaki numarası ise nakaratları farklı şekillerde söylemesi. Ve ayrıca söylerken başka melodiler kullanması. Durum böyle olunca şarkılar hiç sıkılmadan dinlenebiliyor. Zekice bir çözüm.

Own Little Word kısa ve hızlı parçalardan bir tanesi. Çığlık vokaller ve death metal melodileri şarkının öne çıkan kısmı. Arada bir vokalleri dijital yapmayı unutmamış. Gaz gitarlar neşeli bir havaya sokuyor insanı.

Unlikely (Stay With Me) deneysel bir parça. Stay With Me (Unlikely) parçasına göndermeler var. Bayan vokal kullanılmış. Remiks niteliğinde bir parça. Drum'n'bass ve progressive trans ritmleri hoş bir vokalle ete kemiğe bürünmüş.

One Good Reason, albümün en sert şarkılarından bir tanesi. Vokaller death metal. Gitarlar dört nala. Bir önceki şarkıdan sonra bu yüze şamar niteliğinde. Ne olduğunu anlamıyorsunuz. Karambol ritmler var. Şarkı sonunda ise Klayton yine yapacağını yapmış. Değişik bir elektronik atmosfer yakalamayı başarmış.

The Stars of Orion, atmosferik trans bir parça. Gitarlar var mı yok mu belli değil. Derinden gelen bayan vokaller falan var. Bu parça da remiks niteliğinde ama benim pek hoşuma gitmedi. Tekno ve dans ritmleri fena olmasa da maya burada tutmamış bence. Zaten albümün sonuna hazırlayan geçiş niteliğinde bir parça.

Albümün kapanış parçası Welcome To The End yavaş ve ağır tempoda ilerleyen bir şarkı. Deniz martı efektleriyle süslenmiş. Ya da bana öyle geldi. Sözleri ise çok başarılı. İncelemekte kesinlikle fayda var.

Albümdeki parçaların her biri oyun, film ya da televizyon da boy göstermeyi başarmış. Bunu Celldweller'dan başka başaran sadece Moby ve The Crystal Method varmış. Albüm kesinlikle her kesime hitap etmiyor. Albümden benim aldığım zevki siz de almayı başarırsanız görüştüğümüzde size bir bira ısmarlamayı ihmal etmeyeceğim. 2009 senesinde Klayton bir başka Celldweller albümü çıkartacağını söyledi. O yüzden bu albüm incelemesi de ona hazırlık niteliğinde olsun. Merakla bekliyorum. Celldweller'ın canlı performansları da anladığım kadarıyla görülmeye değer nitelikte. Her şovları projeksiyonda video ve ışıklandırmalarla destekli komple bir görsel ve işitsel ziyafet şeklinde. Celldweller, endüstriyel müzikten hoşlananlara bu albümü dinlemedilerse ilaç niteliğinde..

Hiç yorum yok: