4 Temmuz 2008 Cuma

Down - Down III: Over The Under (2007)

Down daha önce de şurada bashettiğim gibi benim için en önemli gruplardan bir tanesi. Bazı gruplar vardır. Yaptıklarıyla size "işte olay budur" dedirtir. Down da benim için bu gruplardan bir tanesi ve ömrüm boyunca da gönlümde apayrı bir yere sahip olacak. İşte böyle bir grup, sonunda 5 yıllık bir aradan sonra üçüncü albümlerini dinleyicilerin beğenisine sundu. Albümü gerçekten çok heyecanlı bir şekilde beklediğimi belirtmeliyim. Bu yüzden beklentilerim çok fazla idi. Çünkü metal aleminin en sağlam ve en yaratıcı müzisyenlerinden bazılarının dinleyicilere sunacağı müzik ister istemez beklentilerimi artırdı. Phil Anselmo ve Pepper Keenan ikilisinin müzikal bilgileri üst seviyede ve bize daha önce sundukları, yaratıcılıklarının sadece bir demeti. Bu kadar yıkama yağlamadan sonra bu beklentilerimin ne ölçüde karşılandığına gelelim.

Albüm ilk dinleyişte açıkçası beni içine çekemedi. Bu açıdan büyük bir hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim. Ama dinlerken albümde bir potansiyelin olduğunu farkettim. Bu açıdan albümün içine girmeye açıkçası uğraştım. Daha fazla dinleyerek kendimi zorladım. Bu da albümü çalıştığım anlamına geldi. Müziği farklı ortamlarda dinleyerek en iyi sonucu elde etmeye çalıştım. Kısacası size ilginç gelebilir ama müziğe emek verdim. Emek verilen şeyler insanlar için hep çok değerlidir. Böylece Down III: Over The Under albümü de benim için en değerli albümler arasına girdi.

Albüm kesinlikle bir başyapıt değil. Bu yılın en iyi albümü de değil ama türü sevmeyen insanların bile dinlemesi gereken bir albüm. Günümüzde bu işi layıkı ile yapan çok az sayıda grup var. Onlar da zaten kökleri 80lere dayanan gruplar. Bu yüzden kaliteli müzik dinlemek isteyen heavy metal dinleyicilerine tavsiye edebileceğim bir albüm.

Over The Under albümü genel anlamda Phil Anselmo ve ekibinin katrina felaketinden dolayı yaşadıkları üzüntüleri ve bu konuda amerikan hükümetinin çözüm üretmede ne kadar yetersiz kaldığına dair duydukları kızgınlığı anlatıyor. Ayrıca Dimebag Darrel'ın ölümü karşısındaki hissettikleri acıyı, şoku ve kızgınlığı anlatıyor. Bu açıdan Over The Under sadece öfke ve kızgınlık kusuyor. Herhangi bir mutlu melodi ve şarkı sözü bulmak imkansız. Phil Anselmo şarkı sözü konusunda ustadır. Bu ustalığını son 5 yılda yaşadıklarını anlatmakta hiç zorlanmadan kullanmış. Grup böylece son yıllarda yaşadıklarını liriksel ve müziksel olarak kendi icat ettikleri müzik türünde en iyi şekilde ifade etmiş.

Albüm 3 Suns 1 Star ile açılıyor. Albüm başlangıcı olarak yazılmış en iyi şarkılardan. Şarkının kendi introsu ayrı bir albüm introsu şeklinde yazıldığı için hem şarkıya hem de albüme çok iyi bir giriş yapılıyor. Grubun gitaristleri Windstein ve Keenan'ın karşılıklı sağlam rif alışverişi yapmalarını dinlemek ve Anselmo'nun duygu yüklü vokalini hissetmek çok güzel bir duygu. Durdurak bilmeyen rif ticaretinin çığlıklarla bitmesi hoş bir süpriz.

The Path şarkısı Grubun Dimebag'in ölümüne duyduğu üznütüyü ve kızgınlığı anlatıyor. Anselmo'nun icat ettiği kalın ve tok bir sesle homurdanmalar ve mırıldanmalar bu şarkıda hayat bulmuş. Southern doom metal metal örnekleri bu şarkıda iyice belirgin.

Bir grupta Phil Anselmo olacak ve uyuşturucudan ve onun etkilerinden bashetmeyecek! Tabi ki hayır. N.O.D. işte uyuşturucunun kötülüklerinden bashediyor. Anselmo'nun bu şarkıdaki çığlıklarını beğenmediğimi söylemeliyim. Açıkçası bağırırken zorlanmış. Kirli soundu ve burada da devam eden rif alışverişiyle sos niteliğindeki sololarıyla güzel bir şarkı.

I scream depresif melodileri ve nispeten hızlı bir şarkı olmasıyla beni yakalamayı başardı. Anselmo'nun buradaki vokal tekniğini beğendim. Ayrıca depresifliğin black sabbath tarzında olması da şarkıya benden bir artı puan daha katıyor.

On March the Saints katrina kasırgası hakkında. Bu şarkı albümün genel yapısını özetliyor. Parça düşük tempoda ve kendini tekrar eden riflerden oluşuyor. Ama bu kötü anlamda değil. Bu konuya daha sonra değineceğim.

Buraya kadar southern doom metal denilen müziğin hakimiyeti var. Bundan sonra ise kesinlikle blues etkisi hakim. Never Try parçası da kaliteli bir blues parçası. Rex Brown bu parçada kontrolü biraz ele almış gibi geldi bana. Bas partisyonları parçayı şarkı yapan lokomotif konumunda.

Mourn şarkısı Anselmo'nun Dimebag'in cenaze törenine çağrılmayışını anlatıyor. Anselmo'nun gözünden bakınca gerçekten üzücü bir durum. Şarkı fazlasıyla duygu yüklü. Şarkının rifleri bile kızgınlık ve kırgınlık hissettiriyor.

Beneath the Tides 70ler ile modern soundun birleşimi niteliğinden. Kullanılan gitar soundu bunun en büyük kanıtı. Ozzy'li Black Sabbath'ın son dönemlerini hatırlatan bir şarkı.

His Majesty The Desert derinden gelen sade bir Phil vokaliyle iyi bulunmuş gitar melodisyle güzel bir interlude niteliğinde parça. Parçanın sonundaki Pillamyd şarkısına geçiş ise çok akıllıca bulunmuş. Pillamyd şarkısında davulların hakimiyeti var. Aksak ve ağır ritmlerle ataklar çok başarlı yerleştirilmiş parçaya.

In The Thrall of It All ise albümünün en iyi parçalarından bir tanesi. Tüm müzisyenler bu parçada döktürmüş. Biraz sınırları zorlamışlar. Albümün en iyi soloları bu şarkıda. Gitar duosu rif ticaretinin yanısıra solo ticaretine de başlamış. Ortaya da süper melodik ve depresif sololar çıkmış.

Albümün kapanış şarkısı Nothing In Return (Walk Away) ise tam bir Down klasiği. Açıkçası albümü kapatmayı çok iyi biliyorlar. Böyle depresif ve ağır tempodaki albüme bundan daha iyi bir kapanış şarkısı yazılamazdı. Gitar ve klavye destekli parça beni karanlık ve hüzünlü bir atmosfere sokmayı başardı. Bunalım blues melodileri ve Anselmo'nun en iyi vokal denemesiyle harika bir parça.

Bu kadar artısı olan bir albümün benim gözümde başyapıt olmamasının sebeplerine gelirsek; öncelikle 2002 tarihli Down II albümündeki mükemmel vokallere rastlamak mümkün değil. Yaşlılıktan mıdır nedir Phil'in sesindeki bozulmaları duymamak elde değil. Çığlıklarından sonra sanki yorgunluktan düşüp bayılacakmış havası var. Gerçi bu Phil Anselmo ne kadar kötü söyleyebilir ki? Eleştirmem gereken diğer bir nokta da dinleyiciye fazla bir yenilik sunmamış olmaları. Güvenli sularda yüzmüşler. Sadece yaptıkları en iyi şeyi devam ettirmeyi yeterli görmüşler. Risk almamışlar bu da albümü başyapıt olmaktan uzaklaştırmış.

Albümün ilk planda göze çarpan ve olumsuzluk olarak görülebilecek iki noktası ise bence albümü daha iyi yapan noktalar arasında: Albümün temposunun hiç yükselmemesi, tek düze devam etmesi ve de şarkı boyunca riflerin çok fazla tekrarı. Bu iki nokta bence albümü sindirdikten sonra çok iyi duruyor. Albümün duygusunu ancak bu şekilde verilebileceğini kanıtlıyor. Rif tekrarları ise hiç can sıkmıyor aksine parçaya daha fazla bağlanmayı sağlıyor.

Sonuç olarak Down III: Over The Under benim için çok özel bir albüm olmayı başardı. Beklentilerin bu kadar yüksek olduğu bir durumda albümün en iyi yanıtı verdiğini düşünüyorum. Kızgınlık ve kırgınlığın en iyi dışavurulduğu müziklerden birini gerçekleştirdiği için Down'a teşekkür ediyorum. 10 üzerinden 9.


Down:

Phil Anselmo: Vokal
Pepper Keenan: Gitar
Kirk Windstein: Gitar
Rex Brown: Bas
Jimmy Bower: Davul

Hiç yorum yok: