30 Haziran 2008 Pazartesi

Empyrium - Weiland (2002)


Önceden hard'n heavy gruplarının balladlarını dinlerdik hüzün peşindeyken. Sonra thrash gruplarının da ballad yapabileceğini öğrendik. Daha sonraysa doom ve gotik damga vurdu melankoliklerin müzikal düşlerine ve eğer her grup insanın iç dünyasına bir iz bırakıyorsa bana en derin yaraları Empyrium vermiştir.

Weiland albümü Empyrium'un son albümü. 2002 yılında bu albümle birlikte Empyrium projesi grubun beyni Marcus tarafından rafa kaldırıldı. Tam da piyasa onlara kollarını açmışken. Tam da önceki demoları ve albümleriyle yeraltının kralları arasında yer alan bu gruba büyük plak şirketleri ve populer müzik dergileri kollarını açmışken. Ancak Marcus ve yarattığı Empyrium hiçbir zaman en tanınan olmak, en çok para kazanan olmak istemedi. Eğer isteselerdi belki de Empyrium dinlediğimizde bizi derinden etkileyen bu ruhun yerinde başka bir şey olacaktı.

Empyrium'un ilk çıkış yaptığı dönemki müziğinden farklıdır Weiland albümü. İlk albümlerinde alışılageldik doom-death sound’unun yanında bir kaç özgün tını duyarsınız. Çığlık vokaller ve sert gitarlarla süslü bir karamsarlık vardır onlarda. Belki biraz eski Anathema. Bu albümde ise sizi saracak olan akustik gitarlar, orkestral altyapı ve temiz vokallerle yaylıların harika uyumudur. Ancak albümün yapısı her ne kadar etnik folklorik dışavurumuyla 99 tarihli “Where At Night The Wood Grouse Play” albümünü çağrıştırsa da; iki yeni sürpriz vardır burada. O albümün aksine şarkılar enstrümantel değildir ve çok güzel birşey sunmuştur bize Empyrium: Kimi şarkılarda akustik gitarın üstünde çığlık vokaller de vardır. Temiz vokalleri harikadır albümün ama hırıltılı seslerde albümün bütünü içinde çok güzel tatlar verir. Albümde tatlı bulabileceğiniz pek çok detay vardır zaten, beğenilmeyecek detaylar bulmak gerçekten yüksek beceri gerektirir, ya da yüksek kötü niyet.

Lirik yapısı genelde doğa ana ve melankolinin dans ettiği Empyrium kuramları üstünedir. Sözlerin Almanca olduğunu da söylemeliyim burada. (Almancası olmayan ve merak edenler için çeşitli internet sitelerinde sözlerin İngilizcesi bulunabilmekte.)

Sadece hastası olduğum “Fortgang”, “Waldpoesie” ve “Der Nix” yüzünden değil, tamamen müthiş bir akıcılığa sahip olduğundan albüme on üzerinden on vermek istiyorum. Şu an düşünüyorum da, daha önce tam not verdiğim albümler olmuştur, bu ilk değil. Gel gelelim çoğunda “Keşke şurası şöyle olsaydı” demişimdir. Gel gelelim bu albümde hiçbir zaman böyle bir yorum yapamadım. Kusursuzluk bu olsa gerek. İnsan sormadan edemiyor acaba Empyrium bu yüzden mi dağıldı diye. Ötesi yok muydu gerçekten?

Yazmadan geçemeyeceğim bir nokta da, grubun basında çok az görünen fotoğrafları hakkında. Bu fotoğraflara kesinlikle göz atmanızı tavsiye ediyorum çünkü grubun verdiği pozlara baktığınızda (92 senesi öncesi daha çok sert metalci görünümündeler, o ayrı) bu adamlar tam da böyle bir müzik yapmalılar diye düşünüyorsunuz ve o müziği duyduğunuzda düşündüklerinizle arasındaki paralelliğe siz de şaşırıyorsunuz. Özellikle ormandaki küçük ışık oyunlarıyla bezeli fotoğrafları albümleri kadar ilgimi çeker. Işık nasıl kırılıp onları tatlı gölgelerle kamufle ediyorsa, Weiland albümündeki hisler de günlük yaşantımızda notaları bize ulaştığında öylece kırılıp bize tatlı bir hüzün yaşatıyor.

Empyrium'u hala keşfetmeyen arkadaşlara tek öneri: Bu albümü dinleyin.

Son not: Yıllar önce üzerinde çok emek harcadığımız müzik grubum dağılma noktasına gelmişti. Sebep ise grubun o dönemki basçısı ve gitaristinin aynı kıza aşık olup çok kötü kavga etmeleriydi. Yumruk yumruğa. Olayları duyduğumda önce birini aradım telefonla. Çok üzgündü ve sarhoştu. Ağlamaklı sesine Empyrium eşlik ediyordu. On dakika sonra bu sefer diğerini aradığımda bu sefer karşımda diğerinin benzeri üzgün sesini buldum ve fonda aynı Empyrium albümünden aynı şarkı çalıyordu. İkisi de hüznü aynı şarkıyla paylaşan bu iki dostun arası düzeldiğinde biz yine Empyrium dinliyorduk. Sözün özü şudur ki, Empyrium’da gerçekten karanlık atmosferin hüznün en yüksek dozları var ama bunu öyle sunmuşlar ki kendinize bunu vermekten kaçamıyorsunuz. Melankolik müzik damardan alınabilseydi eğer siz kesinlike Empyrium’la altın vuruş yapmak isterdiniz.

Kıssadan hisse mi yapmalı yazıları sonunda? Arkadaşları birbirine düşüren kıza ne mi oldu? Belki de evinde oturmuş Weiland dinliyordur, kim bilir....

Hiç yorum yok: