12 Haziran 2008 Perşembe

Poisonblack - Lust Stained Despair (2006)

Poisonblack demek uzun bir tartışma konusu demek. Kimilerine göre Villa’nın (Sentenced [R.I.P.] vokalisti) kariyerinin zirvesindeyken müziği bırakmamak için son çaresi, kimilerine göre de gothic rock adında allstar karması. Tabii şu günlerde Pekka gruptan ayrılınca (ki gelmiş geçmiş en iyi gothic vokallerden birisidir) karma bir durum kalmadı ama Sentenced dağılır dağılmaz tüm gözler Poisonblack’in üzerine döndü, bir de Villa Pekka’nın yerine yeni vokal bulmak yerine kendi geçince işin rengi iyice değişti. Daha yeni albüm çıkmadan Poisonblack çok satacak bir grup olacak gibi gözüküyordu.

Sonrasında ise başka bir tartışma başladı. Bazılarına göre Poisonblack’in ilk albümünde Sentenced ile aralarındaki tek fark vokallerdi. Şimdi ise bu fark da ortadan kalkacaktı. Sentenced ise son albümünde hafiften cılkı çıkan bir gruptu. Tüm işaretler bir araya gelince çirkin bir sonuç ortaya çıkıyordu. Her ne kadar grubun ilk albümünde Sentenced ile aralarındaki benzerliğin sadece aynı türden kaynaklandığını düşünsem de, ikinci albümün bir Sentenced devamı olmasından bende endişeleniyordum (öyle böyle değil, geceleri uykularım kaçıyordu…).

Yok, durum korktuğumuz kadar vahim değil. Fakat bu cümlenin ardından hatta muhteşem bir albümle karşı karşıyayız da diyemeyeceğim. Şunu en baştan belirtelim, Finlandiya usulü bayan ve böğürtü vokal barındırmaya gothic metal seviyorsanız bu albümü kesinlikle seversiniz. Hatta gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki para verip alırsanız hiç de pişman olmazsınız (ben gelince alıcam kesin).

Albümü şarkı şarkı incelemek niyetinde değilim, açıkçası böyle bir incelemeyi gerektirmediğini düşünüyorum. Genel hatlarla tartmak yeterli olacaktır. Mesela herkesin muhakkak yapacağını düşündüğüm kıyaslamayı yapalım önce (yoksa sadece ben mi yapıyorum bu kıyaslamayı?).

Poisonblack ile Sentenced arasındaki en büyük fark lead gitar. Bu grupta vokallerle birlikte lead gitarlarda Villa’nın elinde, zaten tüm bestelerde Villa’nın elinden çıkma. Neyse fark da şudur, Villa’nın yazdığı lead gitarlar, Miika Tenkula’nın lead gitarları ile boy ölçüşemiyor, tabii bu Poisonblack’in lead gitarlarının kötü olduğu anlamına gelmiyor. Fakat sonuç olarak Poisonblack, Sentenced gibi konuşan melodilere sahip değil. Daha çok ritim üzerine kurulu tüm enstrümanlar. Sanırım bunun Villa da farkında ki o da vokal partisyonlarına daha çok özenmiş. Birde vokallerde daha çok back vokal kullanmış. Sonuç itibari ile Villa Poisonblack’i Sentenced klonu olmaktan kurtarmış (ki bence ilk albümde de değillerdi). Bu bence takdire şayan bir durum çünkü Villa’nın gerçekten çok güzel ve Sentenced ile özdeşleşmiş bir sesi var. Bravo diyorum.

Albümde şarkılar içinde dinlemeyip geçtiğim bir şarkı olmadı. Dediğim gibi hepsi gayet güzel, hepsi gayet dinlenebilir (özellikle Olympos da ;)). En çok beğendiğim şarkılar ise nakarat öncesi vokal performansı ile gönlümde taht kuran Darkest Lie, Everlast ile benzerliği ile dikkatimi çeken Rush (klip parçası aynı zamanda) ve nakarattaki inanılmaz vokal melodisi ile Souls In Flames oldu. Pain Becomes Me’yi ise türün klişesine kurban gitmeyip electro gitar kullanmadığı için ayrıca taktir ettim.

Son sözüm ise ilk sözlerime benzer olacak. Yer yerinden oynatacak ya da gothic rock-metal kurallarını baştan yazacak bir albüm değil (yani Frozen gibi değil). Fakat yine de içinde bir çok anlamlı ve samimi parça olduğunu düşündüğüm bir albüm Lust Stained Despair. Zaten bir önceki albümlerine nazaran üzerinde çok daha fazla uğraşıldığı her şeyinden belli oluyor. Pekka’nın sesini özleyenler ise Charon dinlesinler (zaten öyle yapıyorlardır)...

NOT: Albüm adındaki acid göndermesini fark ettiniz mi?

01. Nothing Else Remains
02. Hollow Be My Name
03. The Darkest Lie
04. Rush
05. Nail
06. Raivotar
07. Soul In Flames
08. Pain Becomes Me
09. Never Enough
10. Love Controlled Despair
11. The Living Dead

Ville Laihiala - vocals, lead guitar
Janne Markus – guitar
Marco Sneck – keyboards
Antti Remes – bass
Tarmo Kanerva - drums

Hiç yorum yok: