10 Haziran 2008 Salı

Evergrey - Monday Morning Apocalypse


Evergrey memleketimizde garip bir şekilde progresif metal grubu olarak yansıtılsada yeni albümüyle buradaki sevenlerine de gerekli cevabı verdi.
Albüm Gothenburg daki "Division One" stüdyolarında kaydedildi. Prodüktörleri Sanken Sandquist ve Stefan Glaumann aynı zamanda Britney Spears, Bon Jovi, Def Leppard ve Rammstein gibi gruplara da prodüktörlük yapmış. Tahmin edileceği üzere yapılan kayıtlarda ve genel alt yapı prodüksyonunda bir kalbur üstü durum mevcut. Kesinlikle Dinlenmesi rahat ve kaliteli bir yapıt olmuş işin teknik açısından bakılırsa.

Müzikal açıdan bakılırsa albüme o tamamiyle farklı bir hikaye. Dinlenişin rahat oluşu sadece kayıtda değil, şarkı yazımında da söylenebilinen bir yorum. Evergrey gayet radyo da, sağda solda dinlenebilinir bir albüm yapmış. Albümün adından anlaşılan ironi öncelikle kesinlikle rahatsız ediyor. Kayıt videolarında sağa sola geğiren grup elemanlarının herhangi birisinin "pazartesi sabahı cehennemi"nden bahsetmesi grubun şarkı sözlerindeki "duygu yoğunluğuna" ve vokalin melodik "kahroldum bittim" söyleyişine kesinlikle uygun.

Konsepti arkada bırakıp müzikal açıdan bakarsak ilk iki şarkı bildiğiniz çift kick li ritme sahip sert Evergrey. Eski yaptıklarına göre tek farkı kimi progresif metal gruplarında kullanılan delayli uzun notalı gitar solo ları kalkmış ve onun yerini yine kimi progresif metal gruplarından bildiğimiz hızlı gitar ve alabildiğine tiz ve distortion tonlu klavye sololarına bırakmış. Üçincü şarkı "lost" açıkcası albümü bi yere attıktan sonra bir daha dinleme ihtimalimin olacağı tek şarkı. Bu şarkı tam bir pop şarkısı. Vokal düzenlemesinden klavyesine kadar H.I.M. kokan güzel bir pop şarkısı.

Albümün geri kalanı gerçekten muallak. Eğer iniş çıkışlarıyla söylediği sözlerle tamamiyle aynı eski Evergrey (biraz da u2 romantizmi ekleyebilirsiniz) ve jeneratöre bağlanmış çift kick seviyorsanız şahane, çok güzel ve iyi zaman geçirebileceğiniz bir "radyo" albümü. Az biraz seçiciyseniz ve müzikte samimiyet, değişkenlik gibi beklentileriniz varsa albümün kapağına bile bakmayın derim. "Till Dagmar" adlı solo piyano eserleri ve "Closure" gibi piyano-vokal denemeleri de haybeye olmuş çünkü ikiside yapısal olarak tamamiyle albümün geri kalanıyla aynı.

Sonuca gelirsek. Grubun adıyla cinsel espri yapılacak bir albüm kesinlikle değil bu albüm. Gayet sert bir havası var ve ortalama metal dinleyicisini gayet mutlu edeceğinden de gayet eminim. 3. şarkı "Lost" u bi kaç bira eşliğinde benimde bağıra bağıra söyliyebileceğimden de eminim, ama bu bu albümü iyi bir albüm kesinlikle yapmaz.

"A touch of blessing" iyi di, diyor ve bu albüme 10 üzerinden 6 i layık görüyorum. 5 puan prodüksyon için, 1 puan da "lost" için.

Hiç yorum yok: