30 Haziran 2008 Pazartesi

Noekk - The Water Sprite


Hemen söze girmek yeterli olcaktır: Noekk iki kişilik bir proje. Bu iki kişinin isimleri F.F Yuggoth (bateriler, baslar ve gitarlar) ve Funghus Baldachin (vokaller, klavyeler ve gitarlar). Bir şey ifade etmedi mi? Önceden kendilerine verdikleri isimler Schwadrof (Marcus) ve Helm'di desem? Evet bu iki insan atmosferin ve melankolinin, yani doomun en efsane gruplarından kabul edilen artık varolmayan Empyrium grubunun efsanevi Weiland albümünü var eden iki dehaydılar.

Bir kez olsun Empyrium dinlemiş olanların soracağı sorunun ister istemez grup Empyrium'un devamı mı olacağını çok iyi bildiğimden ilk olarak bu soruya cevap vermem gerekiyor. Grup başlarda bunu kesin olarak inkar etmişti ancak daha sonraları daha ılımlı konuşur oldular. Önceden hayır diyorlardı. Empyrium uçurum kenarında yürürken ölüme bir adım kadar yakın olduğunda kendini doğaya sunmaya hazır olmak demektir ve Empyrium, Weiland albümüyle uçurumdan aşağı atlamıştır. Nedeni hiçbir zaman açıkça ifade edilmedi, ancak bu müziğin yaratıcılarının duygusal dünyaları onları gerçekten geri dönülemez bir noktaya ulaştırmıştı. Bunu anlarsınız... Yalnızlığınıza kulak verin. Mum ışığı altında Weiland'ı dinleyin ve onun sizi nerelere taşıyabileceğini keşfedin. Melankolinin tınıları bazen hayalgücünüzü çok karanlık diyarlara sürükleyebilir... İşte bu diyarlara teslim olmak istemeyen Empyrium üyeleri, hayatla ölüm arasındaki uçuruma mükemmel bir imza atarak grubun müzikal üretimine son verdiler. İkisi de pek çok grup için çalışmalarını sürdürdülerse de Noekk albümüne kadar hiçbir albümle Empyrium müziğine yaklaşmadılar.

The Water Sprite çalmaya başladığında ise hikayeye geri dönüyorsunuz. Uçurumun kenarında durmanın korkusunun Empyrium'a malolduğunu bilen ikili aynı resmi bu sefer daha uzaktan seyretmeye karar vermiş gibi. Evet yine gün batımı, evet yine koyu yeşil ormanın içinde hüzünle akan nehirlerin sesleri, masum ruhların ağlayışlarını, insanların hayal kırıklıklarını duyumsuyorsunuz ancak bu sefer bir adım attığınızda uçurumdan aşağı yuvarlanacakmışsınız gibi değil. Daha çok evde şöminenin başında dostlarla söyleşir gibisiniz: Ben uçurum kenarından geliyorum... Düşmedim, atlamadım ama izin verin size düşmek isteğimin ne kadar çekici olduğunu anlatayım. Daha açık ifadeyle önceden yaptıkları kadar net ortaya konmuş bir melankoli değil, perde arkasından hissettirilen bir melankoliyle karşı karşıyayız bu albümde. Dolayısıyla bestelerin Empyrium kadar vurucu olmadığını söylemem gerekiyor. Etkileyici evet ama sizin hayatla bağlantınızı koparmıyor, onun yerine hayatınıza bir parantez açıyor.

Kayıtları her zaman ki gibi Markus halletmiş. Alışık olduğumuz Dark Prophecy Records'dan çıkmış olan tüm diğer albümlerin kayıtlarına bir şekilde bulaşmış olan Markus, bildiği tüm doğruları bu albüme de yansıtmış. Kullandığı stüdyo da tabiki kendi stüdyosu olan Klangschmide stüdyosu.

Albümle ilgili neleri sevdim? Öncelikle Empyrium adıyla müzik yaptıktan sonra grubu dağıtıp Empyrium geri döndü diye bir çıkış yapmamalarını takdir ettim. İsimlerini bile değiştirmelerinin altındaki sebebin ticari kaygılardan uzak durmak istemeleri ve Empyrium isminin para yaptığı gerçeğinden uzaklaşmak olduğunu düşünüyorum. Ayrıca vaktiyle grubun dağılma sebebini doğru yorumlamış olduğumu kabul edersek, yeniden ortaya çıktıkları Noekk isimli projenin temasal olarak Empyrium'a yakın olmasına rağmen, bestelerin direk aa bak bu Empyrium'dan çok, aa Empyrium'dan etkilenmişler hissi vermesi hoşuma gitti. (Grubun sitesinde etkilendikleri grup olarak Empyrium adının yazması da ilginç.) Ayrıca Weiland albümünden sonra yeniden distorsiyonlu gitar kullanmaları da bence güzel.

Peki albümle ilgili neleri sevmedim? Öncelikle bazı yerlerde duyumsadığım bir his var ki bu benim albümden kimi yerlerde haz almamı oldukça zorlaştırdı: Tam olarak Empyrium'la aynı müziği yapmamalıyız kaygısının ve korkusunun bazı şarkıları çok yavan kıldığını düşünüyorum. Bir başka üzüldüğüm nokta da çığlık vokallere hiç yer verilmemiş olması. Ben bu vokalleri seviyordum. Ayrıca Helm'in özellikle ilk şarkıda daha Rock&Roll tınılı vokaller denemesini yersiz buluyorum. Noekk'in bir özelliği olacakmış gibi görünen benim için alışıldık progresif klavye numaralarındansa hiç mi hiç haz almadım. Bir de albümde, sanki başkalaşım ararken ortaya biraz duygu eksikliği çıkmış gibi.

Sonuç olarak Empyrium seven insanların zaten dinleyecekleri bir albüm. Empyrium dinlemeyenler içinde sevilebilecek bir albüm. Ancak benim için unutulmazlar arasında yer alan bir çalışma değil, daha çok bir geçiş çalışması. Noekk yeni albümünü bu yıl içerisinde çıkartacak ve ben daha derli toplu daha ne yapmak istediğini bilen bir albüm dinleyeceğimizden eminim. Aslında Helm ve Markus ne istediklerini zaten biliyorlar: Karanlığa ait olanlar, ışıkla kutsanıp gözyaşlarıyla ıslanmanın ne olduğunu tattıklarında o tadı unutamazlar. Markus ve Helm'de bu tadı duyumsamak istiyor ama mümkünse bedel ödemeden. Şimdilik mesafeyi ayarlama sorunları var ama bir sonraki albümle yerlerini belli edip, o noktadan mükemmel manzarayı bizlere sunacaklar.

Hiç yorum yok: